ÇAMLIYAYLA SOSYAL YAPI SOSYAL DURUM
İlçe merkezi, kasaba ve köylerde sosyal yaşantı, yayla sezonu dışında genellikle durgundur. Bölge halkı arasında sosyal, kültürel ve etnik farklılık olmamakla birlikte genellikle Yörük kültürü hakimdir.
ilçede sinema, tiyatro gibi sosyal merkezler bulunmadığından benzeri etkinliklerden halkımız faydalanamamaktadır. ilçemiz kasaba ve köylerinde temel geçim kaynağı; meyve ve sebze üretimine dayalı tarım, hayvancılık ve orman ürünleri üretimine dayalıdır. Buna ek olarak küçük çaplı esnaflık, ilçemiz kadınlarının iğne oyacılığı ve pekmez bandırması yapımı gibi uğraşları da ilçe ekonomisine az da olsa katkıda bulunmaktadır. ilçe merkezinde yerleşik nüfusun az olması, halkın ihtiyaçlarının büyük çoğunluğunu Tarsus ve Mersin'den karşılaması, turizm dönemi dışında ticari işletmelerin birçoğunun çalışmaması gibi nedenlerle özellikle kış aylarında ticari hayatta önemli ölçüde durgunluk gözlenmektedir. Turizm mevsiminde ilçeye gelen ziyaretçilerle birlikte nüfustaki artış ticari hayata da gözle görülür bir canlılık kazandırmaktadır. .
ÇAMLIYAYLA KÜLTÜR VE TURİZM
İlçemiz zengin tarihi yapısı ve doğa güzellikleri açısından eşine en der rastlanır bir coğrafi yapıya sahip olup, özellikle yaz aylarında ilçemize gelen pek çok ziyaretçiye ev sahipliği yapmaktadır. Canlı hayatın çeşitliliği açısından da önemli bir bölge olan ilçemizde, bu çeşitliliği korumak adına Yaban Keçisi Üretme Istasyonu kurulmuştur. Av turizmini geliştirme amacıyla Cehennemdere Avlağı, 1989 yılından itibaren av turizmine de açılmıştır. Namrun Kalesi: Ilçe merkezinin kuzeyinde ve en yüksek yerinde bulunan, asırlarca pek çok medeniyete ev sahipliği yapmış olan tarihi
Namrun Kalesi 1045 yılında, bölgeyi dışarıdan gelebilecek tehlikelerden koruyabilmek maksadıyla savunma kalesi olarak yapılmıştır. 1488 yılında Osmanlı Vezir-i azamı Davut Paşa tarafından ele geçirilen bu tarihi kale Türklerin hakimiyeti altına girmiştir. Fethedilmesinin ardından iyi bir onarımdan geçirilmiş olup o günden sonra tehlike arz eden yabancı güçlerin istilasından korunmuştur. Yaklaşık 500 yıl süreyle işgalcilere karşı direnen kale, Istiklal Savaşı sırasında da Çukurova bölgesinin savunulmasında etkili olmuş, bölge insanlarının sığınağı haline gelmiştir.Ilçemiz zengin tarihi yapısı ve doğa güzellikleri açısından eşine en der rastlanır bir coğrafi yapıya sahip olup, özellikle yaz aylarında ilçemize gelen pek çok ziyaretçiye ev sahipliği yapmaktadır. Canlı hayatın çeşitliliği açısından da önemli bir bölge olan ilçemizde, bu çeşitliliği korumak adına Yaban Keçisi Üretme Istasyonu kurulmuştur. Av turizmini geliştirme amacıyla Cehennemdere Avlağı,
1989 yılından itibaren av turizmine de açılmıştır. Namrun Kalesi: Ilçe merkezinin kuzeyinde ve en yüksek yerinde bulunan, asırlarca pek çok medeniyete ev sahipliği yapmış olan tarihi Namrun Kalesi 1045 yılında, bölgeyi dışarıdan gelebilecek tehlikelerden koruyabilmek maksadıyla savunma kalesi olarak yapılmıştır. 1488 yılında Osmanlı Vezir-i azamı Davut Paşa tarafından ele geçirilen bu tarihi kale Türklerin hakimiyeti altına girmiştir. Fethedilmesinin ardından iyi bir onarımdan geçirilmiş olup o günden sonra tehlike arz eden yabancı güçlerin istilasından korunmuştur. Yaklaşık 500 yıl süreyle işgalcilere karşı direnen kale, Istiklal Savaşı sırasında da Çukurova bölgesinin savunulmasında etkili olmuş, bölge insanlarının sığınağı haline gelmiştir.
Sinap Kalesi: llçemizin kuzeyinde bulunan bu tarihi kale Ortaçağda bir konak yeri olarak inşa edilmiş olup ipek Yolu'nun bulunmasıyla da kervansaraylık özelliği de kazandırılarak bu yol üzerinde ticaret yapanlar için uğrak yeri haline gelmiştir. İlçemiz bu tarihi yapılara ve eşsiz bir doğaya sahip olmasına karşın ilçenin tanıtımının gerektiği kadar yapılmaması, gelecek olan ziyaretçilerin konaklama, yeme ve barınma ihtiyaçlarını karşılayabilecekleri yapıların bulunmaması ilçedeki turizm faaliyetlerinin sınırlı olmasına sebep olmuştur. Ilçemizin konaklama yeri, restoran gibi turizm açısından önem taşıyan yapılar yönünden zenginleştirilmesinin bölge turizminin ve ekonomisinin canlanması açısından gerekli olduğu düşünülmektedir.